13 Şubat 2010 Cumartesi

4 Film 4 Yorum (4x4 inceleme)

1-Case 39 (2009)

              2009 yapımı bu film gerçekten güzel ve sürükleyici. Daha çok aşk,romantik komedi filmlerinde görmeye alıştığımız  Renee Zellweger, filmin başrol  oyuncusu ve filmde hakikaten müthiş bir performans sergiliyor. Gerilim-korku tarzı  filmlerde beklediğim doğal-korku hissini, bu film çok iyi yansıtmış.Yani içgüdüsel tepkiler abartısız olarak sunulmuş.Bana göre en iyi korku filmleri, insanın içini kemiren korku filmleridir.İyinin aslında kötü olması, beklentileri başka yöne çekerek gerçek korku hissini şaşkınlıkla destekliyor.Film, "Halka" filmi ile benzerlik gösteriyor.Ama öyle aman aman süper bir film değil. Görsellik biraz daha geliştirilebilirdi.Filmi izleyecekler için filmin konusunu okumadan filmi izlemelerini tavsiye ederim.Verdiğim puan 7/10.  

2-Un Prophète (A Prophet) -2009

               "A Prophet" filmi ödül avcısı bir film. Şimdiye kadar Cannes film festivali "Juri büyük ödülü", Londra film festivali "en iyi film ödüllerine layık görüldü. Son olarak da 2010 "En iyi yabancı film" oscar adayı olarak mart ayında bu ödülü almaya çalışacak.Verilen ödüllere rağmen, film o kadar da iyi değil. Herşeyden önce film "Çakma-Godfather" olarak nitelendirilebilir.Bazı sahneler "baba" filminden esinlenilmiş izlenimi veriyor.Aslında bu kıyaslamayı hakedecek bir film kesinlikle değil.Konusu, bir adamın hapishanede, ayakçılıktan patronluğa çıkış öyküsü olarak izah edilebilir.Aslında filmin başı izleyici sıkmıyor ama sonrası tam bir felaket.Temposu giderek düşmeye başlayan film, oyunculuklar anlamında da yetersiz. Dialoglar sıkıcı ve sürekli kendini tekrar ediyor. Müzikler ve sinematografi iyi olmayınca,  film izleyicide tatsız,tutsuz,soğuk bir çorba tadı bırakıyor.
Kısaca, ödülleri nasıl aldığını çözemediğim bir film. İzlenmeli mi sorusuna cevabım ne evet ne hayır olurdu.Verdiğim puan 6/10.


3- Kung Fu (2004)

              Kung Fu 2004 yapımı bir komedi filmi ama benzerleri gibi değil.Filmi 2 kelime ile özetliyebirim: Komedinin Matrix'i.Bu ne demek? Film,süper kalite bir çizgi roman gibi.Işıl ışıl parlıyor. Film bitene kadar olağanüstü bir görsel şölen sunuyor. Keşke biraz daha sağlam bir konu üzerine inşa etselerdi. Konu,Kurgu olarak pek fazla bir şey beklemeyin derim.Hareketler,kamera açıları ve akıcılık 10 üzerinden 10. Film bazı bölümlerinde duygusallık portresi çiziyor. Gerçekten etkileyici idi.Özellikle kutudan çıkan şeker sahnesi insanın içini burkan türdendi.Akıl hastanesindeki gökyüzü manzarası ve duvardaki afiş önünde kızla oğlanın duruşu, filmin sanatsal bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.Herkesin mutlaka izlemesi gereken bir film.Verdiğim puan konu 5/10 , diğer unsurlar 10/10.   
   
          
4-Night at the Museum (2006)

               2006 yılındaki tüm filmleri seyretmedim ama galiba o senenin en kötü filmi "Night at the Museum" olsa gerek.Klasik bir Ben Stiller filmi. Bu tür filmlere -10 yasağı koymalılar.10 yaşından büyükler bu tür filmleri seyretmemeli diye.Filmde konu yok,heyecan yok, oyunculuk yok.Teletubbies kıvamında berbat bir film.Benim en sinirime dokunan şey, koca filmin küçücük müze içinde geçmesi. (Bir vos-vos'a doluşmuş 20 kişi gibi). Sıkış Tepiş. Böyle senaryo ne gördüm ne izledim. O kadar saçma ki ,Müzedeki çalışanın 4 sene boyunca kızılderili bir kız hakkında yazmaya çalıştığı tezi yarıda bırakmaya karar vermesi, ardından filmin sonunda balmumundan yapılmış kızılderili bir heykelle,röportaj yapıcak olması tüylerimi diken diken olmasına yetti.Son olarak bişey daha değinmek istiyorum, sinema sektöründe bazı oyuncular vardır hep aynı yüz ifadesi ile oynarlar. Filmdeki,senaryodaki karaktere farklı birşey katmazlar. Nicholas Cage gibi Ben Stiller da öyle bir oyuncu.Hep aynı mimikler,hep aynı yüz ifadesi.Yapım şirketleri artık sinema değeri taşıyan filmleri yapmak yerine "Para(Hasılat)" değeri taşıyan filmler çeviriyorlar.Bu zihniyet de böyle çok kötü filmlerin çıkmasına neden oluyor.Sadece yazık. Puanım 1/10.        
 

         
       

          
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder