12 Haziran 2010 Cumartesi

Gündem


 
        İşlerim nedeniyle uzun zamandır blog'a yazı yazamıyordum. Gerek Dünya kupasının başlamış olması,gerek transfer sezonun açılması sebebiyle gündemle alakalı bir iki şey karalamak istedim.
           Öncelikle Dünya kupası son derece sönük başladı. Zaten 4 senede bir olan bu futbol ziyafetini, hangi aklı selim kişiler G.Afrika gibi geri kalmış bir ülkede düzenlenmesine karar verdiler anlamak mümkün değil. Vuvuzela denilen o iğrenç alet  resmen maçların içine etti. Tv'yi açıyorum sanki arı sürüsü vızıldıyor. Maç da sessiz seyredilmiyor. Kesinlikle bu aletlerin maçlara sokulmaması lazım. Aslında sorun onu çalıp, rahatsız olmayanda. Bu aletlerle bir şekilde kafa mı buluyorlar veya kafaları iyi iken mi çalıyorlar anlamış değilim. Ayrıca maçlardan izlediğim kadarı ile herkes kendine oynama çabası içinde. Yani Dünya kupası ruhu kesinlikle yok. Para canlısı  futbolcular , biran önce bol sıfırlı kontratları imzalama derdine düşmüş, hemen birkaç menejerin gözünü boyamaya çalışıyolar. Adını sanını duymadığım futbolcuklara bakıyorum, saçlar artistik, havalar on posta , futbol bitmiş herkes imaj derdine düşmüş.Adamlar daha nerede oynadıklarının farkında değil. Dünya kupasına çıkan oyuncuların gözlerinde biraz heyecan biraz telaş olur.
          Gelelim bizim futbola, Bursaspor ilahi adaletin sayesinde şampiyon oldu. Şampiyonluk maçı öncesi girdiğim kayıt, gecenin bi saatinde içime doğmuş bir olaydır. Tabii anons sıkandalı ile birlikte şampiyonluğun
son maçta 2.kez kaybedilmesi, "Fener'in büyüklüğünün başka bir büyüklük olduğunu(!)" resmen gösterdi. Fenerliler : "Siz niye seviniyorsunuz?". "Bakın size 10 puan fark atmışız." diye kendilerini avutuyorlar.(avutma kpss deneme sınavlarından birinde soru olarak çıktı).Bu duruma bir açıklama gereği duyuyorum. Uleyn buralara kadar top oynayarak mı geldiniz? GS maçından beri kaleci,hakem,şanş  bermuda üçgeninde bata çıka son maça kadar geldiniz. Tabii adamlar medya gücününü öyle güzel kullanıyorlar ki , gazetelere bakıp,maçları da aynı paralellikle izleyen insanlar, fenerin bir anda gezegen futbolu oynadığını zannetmeye başladılar. Buna en güzel cevap ilk önce Trabzonsporla kupa maçında verildi ki o maçta koskoca fener(!) iki tane pas yapamadı. Ama aslında bu takımın alexspor olduğunu, alex herzamanki gibi kurnaz ve çok güzel bir golle hatırlattı.O kadar kötü futbola rağmen neredeyse 28 yıllık kabusu alex'in attığı golle sonlandıracaklardı. Ama olmadı.Niye? Uleyn bu adamlar ne zaman futbol oynadılar ki? Gelelim şampiyonluk maçına, hani sözde Trabzon'un çok iyi oynadığı iddaa edilen maça. Futbolu ,futbol için izleyenler kupa maçındaki trabzon ile lig maçındaki trabzon arasındaki farkın dağlar kadar olduğunu ilk 5 dakika içinde görebilirlerdi. Resmen Trabzon uyuyarak maç oynadı, ne bir koşu,ne bir pres ne ayağa paslaşmalar.Hiçbiri yoktu. Sadece 2 şey vardı.20'ye yakın gol pozisyonu ve atılan 1 gol. Lütfen kimse fener'in şampiyonluğu kaçırmasını  trabzona bağlamasın, bağlıyan varsa zaten futboldan uzak dursun. Belki Onur için ayrı bir parantez açılabilir. Gerçekten muhteşem kurtarışlarla bırakın 2.golü, adam farkı önledi. Tabii Trabzon maçından önceki maçlarda fenerin attığı golleri herkes biliyor. O yüzden fener taraftarı Onur'un kurtarışlarını yadırgamış olabilirler. Penaltı noktalarının kazıldığı, hakeme 4 futbolcunun koşarak itirazlarının olduğu, lenslerini unutan kalecilerin üstün hizmetleri ile fenerin son haftaya kadar takibini sürdürdüğü şampiyonluk mücadelesi, Bursaspor'un şampiyonluğu ile sona erdi. Herkese hayırlı uğurlu olsun.
          Biraz da transfer gündemine değineyim. Öncellikle fener'in şampiyonluğu kaybetmesi üzerine rüştü'ye atılan iftiralar herzaman ki gibi gündemi değiştirmeye yönelik oyunların birincisi idi. İkinci oyun ise perşembe günü fener'in stoch transferi ile sergilendi. 1 aydır GS'nin görüşme yaptığı oyuncuya GS'nin verdiğinin 2 katı para vererek medya'da "işte GS, fener'den gol yedi" manşetleri attırmaya yönelik son derece amatörce bir oyundu bu. Klübe yakın kaynaklardan,gazeteci abilerimizden stoch gibi bir oyuncuya 9 milyon euro bonservis, 3 milyon euro yıllık ücret ödendiğini öğreniyoruz. Yaw bu mu transferi başarısı, bu mu GS'nin yediği gol. 1 ay önce adını kimsenin bilmediği oyuncuyu 2 günde dünya starı yaptı fener medyası. Aynı Guiza transferinde olduğu gibi. Bir oyuncu düşünün, Türkiye'de 3 büyükler dışında bir takımda kiralık olarak süper futbol oynasın, sene sonu geldiğinde bu takım Türkiye'de şampiyon olsun.Ve bu ülkede 3 büyükler de transfer sezonunda bu adamla ilgilenmesin. Olur mu böyle bişey? Hollanda'da 1 sezondur stoch'u seyreden  PSV ve AJAX gibi yetenek avcıları ile ünlü klüpler niye bu oyuncuyu kadrolarına katmadılar. Transfer bütçeleri mi yetmedi yoksa? Kimsenin parası yok bi fenerin parası var. Bak sen şu işe. Stoch'u bir kere dahi izlemeden yorum yapan yorumcular,blog yazarları türedi etrafta. Stoch hızı ve çabukluğu ile gündeme geldi. Stoch kesinlikle birebirde kolay adam eksiltebilen, pas tercihlerini doğru yapabilen, ve aynı zamanda iyi şut atabilen bir oyuncu değil. Hızlı ve mücadeleci. Ama  zihnen sahip olduğu mücadeleci anlayış için fizik yapsı son derece yetersiz. Hele ki Süper lig için. O yüzden kimse fener medyasının dolduruşlarına gelmesin. Stoch 9 milyon euroluk adam olsa, fener menejeriyle bile görüşemezdi. yani fener'e bırakmazlardı. Bana göre GS'deki okan'ın daha hareketli versiyonu. Faydalı olabilir ama kesinlikle keita'nın verdiği katkının dörtte birini bile veremez. Türkiye'de kanat oyuncuları başarılı olabilmeleri için yüksek fiziksel dirence sahip olmaları gerekir. Hatta iddaa ediyorum sol açıkta gene boral oynayacaktır gelecek seneye. O yüzden erkenden gülme alışkanlığı feneri hep en son ağlayan sendromuna sokuyor. Bkz anelka,carlos,guiza,stoch ve niceleri. Demek istediğim Türkiye'de top oynamak için başka dinamikler gerekiyor. Ederinin üzerine para verilip alınan oyunculardan bu ülke takımları şu zamana kadar hiçbir yarar görmedi. Stoch kendisine verilen bu paralar bile şaşırmıştır. Ben neymişim demiştir. Galatasaray'ın transferler gündemine ayrı bir başlıkta daha sonra değineceğim. Sağlıcakla kalın.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder